top of page
-
Hukuki hizmet almak için nasıl iletişime geçebilirim?İletişim formumuzu doldurarak ya da telefon numaramızdan bize ulaşarak, ihtiyacınız olan hukuki hizmetle ilgili detayları paylaşabilirsiniz. Ekibimiz en kısa sürede sizinle iletişime geçecektir.
-
Hukuki süreçlerde ne kadar zaman alır?Hukuki süreçlerin süresi, dava türüne ve karmaşıklığına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak, tahkim süreçleri daha hızlı sonuçlanabilirken, hukuk ve ceza davaları çok daha uzun sürebilir. Detaylar için avukatınızla iletişime geçmeniz faydalı olacaktır.
-
Hizmetlerinizin gizliliği nasıl sağlanmaktadır?Müvekkil bilgilerinin gizliliği, en yüksek önceliğimizdir. Tüm hukuki süreçlerde gizlilik esasına dayalı olarak hareket ediyoruz ve müvekkillerimizin bilgilerinin korunması için gerekli tüm önlemleri alıyoruz.
-
Hukuki danışmanlık nedir ve hangi alanları kapsar?Hukuki danışmanlık, bireylerin veya işletmelerin hukuki sorunlarına çözüm bulmak amacıyla profesyonel bir avukattan veya hukuk uzmanından aldığı destek ve rehberliktir. Danışmanlık, aile hukuku, iş hukuku, gayrimenkul hukuku, ticaret hukuku, ceza hukuku gibi birçok alanı kapsar. Danışmanlar, müvekkillerine hukuki belgelerin hazırlanması, dava süreçlerinin yönetimi ve hukuki hakların korunması konularında yardımcı olur.
-
Hukuki danışmanlık almak zorunlu mu?Hukuki danışmanlık almak zorunlu değildir, ancak karmaşık hukuki süreçler ve belirsizlikler söz konusu olduğunda oldukça faydalıdır. Kendi başınıza hukuki işlemleri yürütmek zor ve riskli olabilir, bu nedenle bir avukatla çalışmak, haklarınızı korumanıza ve süreçleri daha sağlıklı bir şekilde yönetmenize yardımcı olabilir.
-
Hukuki danışmanlık süreci nasıl işler?Hukuki danışmanlık süreci genellikle şu aşamalardan oluşur: İlk Görüşme: Danışan, hukuki sorununu avukatla paylaşır. Avukat, durumu anlamaya çalışarak gerekli bilgileri toplar. Değerlendirme: Avukat, danışanın sorununu değerlendirir ve mevcut hukuki durum hakkında bilgi verir. Çözüm Önerileri: Avukat, danışana çeşitli çözüm yolları ve stratejiler önerir. Hukuki Belgelerin Hazırlanması: Gerekli durumlarda avukat, hukuki belgeleri hazırlar. Dava Süreci veya Müzakere: Eğer dava açılması gerekiyorsa, avukat, süreci yürütür; aksi takdirde müzakere yoluyla çözümler arar.
-
Hukuki danışmanlık hizmetleri için ücretlendirme nasıl yapılmaktadır?Ücretlendirme, hizmetin kapsamına ve süresine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. İlk görüşmede detayları görüşerek, sizin için en uygun fiyatlandırmayı belirliyoruz.
-
Hukuki danışmanlıkta gizlilik esasları nelerdir?Hukuki danışmanlıkta gizlilik, temel bir prensiptir. Avukat, danışanın bilgilerini üçüncü kişilerle paylaşamaz ve danışanın gizliliğini korumakla yükümlüdür. Bu, danışanın rahatça sorunlarını ifade etmesini sağlar ve güvenli bir ortam oluşturur. Gizlilik, mesleki etik kurallarının bir parçasıdır.
-
Online hukuki danışmanlık nasıl yapılır?Online hukuki danışmanlık, internet üzerinden sesli veya görüntülü görüşmeler aracılığıyla gerçekleştirilebilir. Danışan, avukatla e-posta veya mesajlaşma uygulamaları üzerinden de iletişim kurabilir. Online danışmanlık, özellikle fiziksel olarak avukata ulaşamayanlar için pratik bir çözümdür ve çoğu hukuk alanında etkili bir şekilde uygulanabilir.
-
Kişisel veri nedir?Kişisel veri Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiye ait her türlü bilgidir. Örneğin, ad, soyad, T.C. kimlik numarası, e-posta adresi kişisel verilerdir.
-
Veri sorumlusu kimdir?Veri sorumlusu, kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, verilerin korunmasından sorumlu olan gerçek veya tüzel kişidir.
-
Veri işleme nedir?Veri işleme, kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik yollarla işlenmesi, kaydedilmesi, depolanması, değiştirilmesi, açıklanması gibi her türlü faaliyeti ifade eder.
-
Kişisel veriler hangi hallerde işlenebilir?Kişisel veriler hangi hKişisel veriler, ilgili kişinin açık rızasıyla veya KVKK'nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen istisnalar çerçevesinde işlenebilir (örneğin, kanunlarda açıkça öngörülmesi, sözleşmenin kurulması ve ifası için gerekli olması gibi).
-
Açık rıza nedir?Açık rızaAçık rıza, belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayalı ve özgür iradeyle açıklanan rızadır. Veri sorumlusu, kişisel veri işlemeye başlamadan önce açık rıza almak zorundadır.
-
Kişisel veri sahiplerinin hakları nelerdir?Kişisel veri sahipleri, KVKK'nın 11. maddesi kapsamında; verilerinin işlenip işlenmediğini öğrenme, işlenme amacını sorma, yanlış veya eksik verilerin düzeltilmesini talep etme, verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme gibi haklara sahiptirler.
-
Kişisel verilerin yurt dışına aktarılması hangi şartlara bağlıdır?Kişisel veriler, kişinin açık rızası olmadan yurt dışına aktarılamaz. Ancak, yeterli koruma sağlayan ülkeler veya KVKK tarafından belirlenen şartlar dahilinde aktarım yapılabilir.
-
Veri sorumlularının yükümlülükleri nelerdir?Veri sorumluları, kişisel verilerin hukuka uygun işlenmesini sağlamak, verileri korumak için gerekli teknik ve idari tedbirleri almak, veri ihlallerini bildirmek gibi yükümlülüklere sahiptir.
-
Sürdürülebilirlik stratejilerinin iş dünyasına faydaları nelerdir?Faydaları şunlardır: Maliyet Tasarrufu: Enerji ve kaynak verimliliği ile maliyetler azalır. İtibar Artışı: Çevreye duyarlı uygulamalar, marka itibarını güçlendirir. Yasal Uyum: Mevzuata uygunluk sağlanır ve gelecekteki düzenlemelere hazırlık yapılır. Yatırımcı İlgisi: Sürdürülebilir şirketler, yatırımlar için daha çekici hale gelir.
-
Sosyal sürdürülebilirlik nedir?Sosyal sürdürülebilirlik, toplumun refahını ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen uygulamaları içerir. Bu, eğitim fırsatları, sağlık hizmetleri, adil çalışma koşulları ve toplumsal katılımın teşvik edilmesini kapsar.
-
Sürdürülebilirlik neden önemlidir?Sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğini tehlikeye atmadan mevcut ihtiyaçları karşılamayı sağlar. Çevresel bozulmayı önler, doğal kaynakları korur ve uzun vadeli ekonomik istikrarı destekler.
-
Bir şirket sürdürülebilirlik stratejilerini nasıl geliştirir?Şirketler sürdürülebilirlik stratejilerini şu adımlarla geliştirir: Mevcut Durum Analizi: Çevresel ve sosyal etkilerin değerlendirilmesi. Hedeflerin Belirlenmesi: Ölçülebilir ve ulaşılabilir sürdürülebilirlik hedeflerinin tanımlanması. Eylem Planı Hazırlama: Hedeflere ulaşmak için gerekli adımların planlanması. Uygulama ve İzleme: Stratejilerin uygulanması ve ilerlemenin düzenli olarak izlenmesi.
-
Sürdürülebilirlik stratejileri nedir?Sürdürülebilirlik stratejileri, bir kuruluşun çevresel, sosyal ve ekonomik hedeflerini dengeleyerek uzun vadeli değer yaratmayı amaçlayan plan ve uygulamalardır. Bu stratejiler, doğal kaynakların korunmasını, sosyal sorumluluğun artırılmasını ve ekonomik büyümenin sürdürülebilir kılınmasını hedefler.
-
Şirketler sürdürülebilirlik faaliyetlerini hukuken nasıl düzenlemek zorundadır?Şirketlerin sürdürülebilirlik faaliyetleri, Çevre Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu gibi mevzuatlar çerçevesinde düzenlenir. Ayrıca, AB Yeşil Mutabakatı gibi uluslararası düzenlemeler de Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler için önemli hale gelmiştir. Şirketlerin çevreye zarar vermeyecek şekilde üretim yapmaları, sosyal sorumluluklarını yerine getirmeleri ve finansal sürdürülebilirlik planları oluşturmaları gerekmektedir.
-
Yeşil tedarik zinciri yönetimi nedir?Yeşil tedarik zinciri yönetimi, tedarik zinciri süreçlerinin çevresel etkilerini azaltmayı hedefleyen uygulamalardır. Bu, çevre dostu hammadde seçimi, enerji tasarruflu üretim yöntemleri ve sürdürülebilir lojistik çözümlerini içerir.
-
Enerji verimliliği işletmeler için neden kritiktir?Enerji verimliliği, işletmelerin enerji tüketimini azaltarak maliyet tasarrufu sağlamalarına yardımcı olur. Aynı zamanda karbon emisyonlarını düşürerek çevresel etkileri azaltır ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasını destekler.
-
Şirketlerin sürdürülebilirlik raporu hazırlaması zorunlu mu?Büyük ölçekli şirketler, özellikle halka açık olanlar için sürdürülebilirlik raporu hazırlama zorunluluğu giderek yaygınlaşmaktadır. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) da bu konuda şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetimsel (ESG) faaliyetlerini raporlamalarını teşvik etmektedir. AB’de ve Türkiye’de uygulanması planlanan düzenlemeler, şirketleri bu raporları zorunlu hale getirme yönünde ilerlemektedir.
-
Şirketlerin çevresel sürdürülebilirlik konusundaki yükümlülükleri nelerdir?Şirketlerin çevresel sürdürülebilirlik konusunda başlıca yükümlülükleri, çevreye zarar verecek faaliyetlerden kaçınmak, atık yönetimi ve enerji tasarrufu gibi önlemler almak ve çevre dostu teknolojiler kullanmaktır. Türkiye’de Çevre Kanunu’na ve uluslararası anlaşmalara uygun hareket etmek zorundadırlar. Çevreye zarar veren şirketler hakkında cezai ve hukuki yaptırımlar uygulanabilir.
-
Döngüsel ekonomi neyi ifade eder?Döngüsel ekonomi, kaynak kullanımını en üst düzeye çıkarmak ve atık oluşumunu en aza indirmek için ürünlerin ve malzemelerin yeniden kullanıldığı, geri dönüştürüldüğü bir ekonomik modeldir.
-
Sürdürülebilirlik politikalarına uymayan şirketler hukuken nasıl yaptırımlarla karşılaşır?Şirketler, sürdürülebilirlik standartlarına uymadıkları takdirde idari para cezaları, faaliyet durdurma kararları veya çevresel tazminatlar gibi hukuki yaptırımlarla karşılaşabilir. Çevreyi kirleten veya topluma zarar veren şirketler, hem ulusal hem de uluslararası hukuk çerçevesinde yargılanabilir.
-
Şirketler, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine nasıl katkı sağlayabilir?Şirketler, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne (SKH) uygun olarak, çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında stratejiler geliştirip uygulayarak sürdürülebilirliğe katkı sağlayabilirler. Bunun için enerji verimliliği artırma, karbon salınımını azaltma, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda aksiyon planları hazırlamaları gereklidir.
-
Türkiye'de yaşanan kuraklığa karşı devletin görev ve sorumlulukları nelerdir?Devlet, Anayasa'nın 56. maddesi uyarınca çevreyi korumak ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını sağlamakla yükümlüdür. Bu, su kaynaklarının etkin yönetimi ve kuraklık riskini azaltmak amacıyla stratejik planlar geliştirme sorumluluğunu içerir.
-
Türkiye’de kapsamlı bir Su Kanunu bulunmadığından, su yönetimi hangi yasalarla düzenlenmektedir?Su yönetimi, çeşitli kanunlarla (örneğin; Çevre Kanunu, Sulama Birlikleri Kanunu) ve Bakanlıklarca yapılan düzenlemelerle sağlanmaktadır. Su Kanunu'nun olmaması, koordinasyon eksikliklerine yol açarak kuraklık dönemlerinde su kaynaklarının etkin yönetimini zorlaştırmaktadır.
-
Kuraklık nedeniyle yeraltı sularının aşırı kullanımı yasalarca nasıl denetlenmektedir?Yeraltı sularının aşırı tüketimini engellemek için 167 Sayılı Yeraltı Suları Kanunu, izinsiz su çekimini sınırlamakta ve bu konuda cezai yaptırımlar getirmektedir. Ancak uygulama eksiklikleri nedeniyle yeraltı sularının korunması zorlaşıyor.
-
Kuraklıkla mücadelede belediyelerin su yönetimindeki görevleri nelerdir?Belediye Kanunu’na göre belediyeler, su kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak zorundadır. Bu kapsamda, içme suyu tüketiminde tasarruf sağlanması, su arıtma ve yeniden kullanma projeleri geliştirilmesi gerekir.
-
Kuraklık dönemlerinde tarımsal su kullanımı için yasal düzenlemeler çiftçilerin haklarını nasıl korumaktadır?5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, tarımsal üretimi korumayı amaçlamaktadır; bu yasa çerçevesinde su kaynaklarının tarımsal faaliyetler için kullanımına öncelik verilir. Ancak, kuraklık dönemlerinde su kotaları uygulanabilmektedir.
-
Türkiye’nin iklim değişikliği politikaları çerçevesinde kuraklıkla mücadelede hangi hukuki adımlar öngörülmektedir?Türkiye’nin 2030 yılına kadar belirlediği iklim değişikliği taahhütleri kapsamında kuraklıkla mücadele stratejileri geliştirilmiş, ancak bu konuda bağlayıcı bir yasa henüz bulunmamaktadır. 2021 yılında yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması, iklim politikalarının oluşturulmasında önemli bir dayanak sunmaktadır.
-
Kuraklık durumunda suya erişim hakkının sağlanması konusunda devletin hangi yasal yükümlülükleri bulunmaktadır?Su, temel bir insan hakkı olarak kabul edilmekte ve devlet, suya erişimi garanti altına almakla yükümlüdür. Bu kapsamda, suya erişimi kolaylaştırmak için gerektiğinde yeni altyapılar ve kaynak yönetimi sistemleri geliştirilmelidir.
-
Sulama birliklerinin kuraklık döneminde su yönetimindeki yetkileri nelerdir?Sulama Birlikleri Kanunu, sulama birliklerine yerel düzeyde su kaynaklarını yönetme yetkisi verir. Bu yetkiler kapsamında kuraklık dönemlerinde su kullanımı konusunda sınırlamalar getirebilirler.
-
Su kirliliği kuraklık sorununu daha da ağırlaştırdığında ne gibi hukuki tedbirler alınmaktadır?2872 sayılı Çevre Kanunu’na göre su kirliliğiyle mücadeleye yönelik önlemler zorunludur ve su kaynaklarını kirleten kuruluşlar cezalandırılmaktadır. Bu tedbirler, suyun yeniden kullanılabilirliğini sağlamak ve kuraklık koşullarında su miktarını korumak amacıyla önem taşır.
-
Çevreyi koruma ve sürdürülebilirlik ilkeleri, kuraklıkla mücadelede hangi hukuki temellere dayanır?Türkiye, çevreyi koruma ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerini Çevre Kanunu ve çeşitli uluslararası anlaşmalarla güvence altına almıştır. Sürdürülebilir su kullanımı için planlamalar yapılmakta ve uzun vadeli koruma stratejileri geliştirilmektedir.
-
Karbon ayak izi nedir ve nasıl azaltılabilir?Karbon ayak izi, bir kişinin veya kuruluşun faaliyetleri sonucu atmosfere salınan toplam sera gazı miktarıdır. Azaltma yolları: Enerji Verimliliği: Daha az enerji tüketen teknolojiler kullanmak. Yenilenebilir Enerji: Güneş, rüzgar gibi temiz enerji kaynaklarına geçmek. Atık Yönetimi: Geri dönüşüm ve atık azaltma programları uygulamak.
-
Tahkim nedir ve Türk hukukunda nasıl uygulanır?Tahkim, uyuşmazlıkların mahkemeler yerine tarafsız hakemler aracılığıyla çözülmesini sağlayan alternatif bir çözüm yoludur. Türk hukukunda tahkim, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu ve Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) tahkime ilişkin hükümleriyle düzenlenmiştir. Taraflar, bir tahkim sözleşmesi veya tahkim şartı ile uyuşmazlıklarını mahkemeler yerine tahkim yoluyla çözmeyi kabul ederler. Tahkim, hızlı, esnek ve genellikle gizli bir yargılama süreci sunar.
-
Tahkim anlaşması nasıl yapılır ve neyi içerir?Tahkim anlaşması, tarafların aralarındaki uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözülmesi konusunda anlaştıkları bir sözleşmedir. Bu anlaşma, doğrudan bir tahkim sözleşmesi olarak düzenlenebileceği gibi, bir ana sözleşmeye tahkim şartı olarak da eklenebilir. Tahkim anlaşmasının yazılı olması gereklidir ve bu anlaşmada uyuşmazlığın hangi hakemler ya da hakem kurulları tarafından çözümleneceği belirtilir. Anlaşma ayrıca tahkim yeri, tahkim dili, uygulanacak hukuk gibi hususları da içerebilir.
-
Tahkim yargılamasında uygulanacak usul kuralları nasıl belirlenir?HMK'ya göre, hakem veya hakem heyeti, tahkim anlaşmasında veya tarafların ek süre anlaşmalarında belirlenen süre içinde karar vermelidir. Süre belirlenmemişse, hakemler görevi kabul ettikleri tarihten itibaren bir yıl içinde karar vermelidirler. Bu süre, tarafların anlaşmasıyla veya hakemin talebi üzerine mahkeme kararıyla uzatılabilir.
-
Tahkimde kimler hakem olarak seçilebilir?Tahkimde taraflar, uyuşmazlıklarını çözmek için hakem olarak bir veya birden fazla kişiyi seçebilirler. Hakemler, taraflarca serbestçe seçilebilir, ancak tarafsız ve bağımsız olmaları esastır. Türk hukukunda, hakemlerin hukuk eğitimi almış olması zorunlu değildir, ancak uyuşmazlığın niteliğine göre teknik bilgiye sahip uzmanlar da hakem olarak atanabilir. Taraflar eğer bir hakem kurulunda anlaşamazlarsa, hakemler mahkeme tarafından atanabilir.
-
Tahkim yargılaması nasıl başlatılır?Tahkim yargılaması, tahkim anlaşmasında belirtilen usule göre başlatılır. Taraflardan biri tahkime gitme talebinde bulunarak, uyuşmazlık çözümünü hakemlere taşıyabilir. Eğer tahkim anlaşmasında belirli bir kurum veya prosedür belirtilmişse, taraflar bu kuruma başvurur. Hakemler belirlendikten sonra tahkim yargılaması başlar. Taraflar hakemlerin atandığını öğrendikten sonra, genellikle ilk toplantıda uyuşmazlıkla ilgili iddialarını ve savunmalarını sunarlar.
-
Tahkim süreci ne kadar sürer ve mahkeme sürecine göre avantajları nelerdir?Tahkim süreci, mahkeme yargılamasına göre genellikle daha hızlıdır. Tahkim süresinin uzunluğu, uyuşmazlığın karmaşıklığına, tarafların iş birliğine ve hakemlerin belirlediği takvime göre değişir. Tahkim yargılaması, özellikle büyük ticari uyuşmazlıklarda birkaç ay ile bir yıl arasında sürebilir. Mahkemelere göre avantajları arasında hızlı karar alınması, esneklik, gizlilik ve hakemlerin uzmanlıkları öne çıkar.
-
Tahkim yargılamasının avantajları nelerdir?Tahkim yargılamasının avantajları şunlardır: Hızlı Çözüm: Tahkim süreci genellikle mahkeme yargılamasına göre daha hızlıdır. Uzman Hakemler: Uyuşmazlık konusunda uzman hakemler seçilebilir. Gizlilik: Tahkim yargılaması gizlidir ve tarafların ticari sırları korunur. Esneklik: Taraflar usul kurallarını ve tahkim yerini belirlemede esnektir.
-
Tahkim yargılamasında geçici hukuki koruma tedbirleri alınabilir mi?Evet, tahkim yargılaması sırasında taraflar, hakemlerden veya yetkili mahkemelerden geçici hukuki koruma tedbirleri talep edebilirler. Hakemlerin bu konuda karar verme yetkisi vardır, ancak bazı durumlarda mahkemeye başvurmak gerekebilir.
-
Tahkim kararı bağlayıcı mıdır ve nasıl icra edilir?Türk hukukuna göre tahkim kararına itiraz etmek mümkündür, ancak bu itiraz sınırlı nedenlerle yapılabilir. Tahkim kararına karşı iptal davası açılabilir. Bu iptal sebepleri, genellikle tahkim sürecinde usule aykırılık, tarafsızlık veya hakemlerin yetkilerini aşmaları gibi durumlarla sınırlıdır. İptal davası, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde açılmalıdır. Söz konusu tahkim kararına ilişkin olarak; taraflar, karar düzeltme talebinde bulunma hakkını da haizdir.
-
Tahkim kararının icrası nasıl gerçekleştirilir?Tahkim kararı, kesin hüküm niteliğindedir ve taraflar için bağlayıcıdır. Kararın icrası için HMK'nın ilgili hükümlerine göre mahkemeden icra edilebilirlik şerhi (tenfiz kararı) alınması gerekebilir. Uluslararası tahkim kararlarının icrasında ise New York Konvansiyonu hükümleri uygulanabilir.
-
Muris muvazaası (mirastan mal kaçırma) nedir ve nasıl itiraz edilir?Muris muvazaası, miras bırakanın, malvarlığını gerçek iradesini saklayarak başkalarına devretmesidir; böylece mirasçılardan mal kaçırmayı amaçlar. Bu durumda, mirasçılar, muvazaalı işlemin iptali için dava açabilirler. Dava, miras bırakanın ölümünden sonra Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılır ve mirasçıların bu işlemin gerçek iradesine aykırı olduğunu kanıtlamaları gerekir. Mahkeme, yapılan devir işlemini iptal edebilir ve malvarlığı yeniden mirasçılar arasında paylaştırılır.
-
Veraset ilamı (mirasçılık belgesi) nasıl alınır?Veraset ilamı, bir kişinin mirasçı olduğunu resmi olarak belgeleyen bir mahkeme kararıdır. Noterler veya sulh hukuk mahkemelerinden talep edilebilir. Veraset ilamı için mirasçılardan biri noter ya da sulh hukuk mahkemesine başvuru yaparak, mirasçılık belgesinin düzenlenmesini talep eder. Genellikle nüfus kayıt örneği ve başvuru dilekçesi yeterli olur. Sulh hukuk mahkemesine yapılan başvurularda dava açılır ve inceleme sonunda karar verilir.
-
Miras paylaşımı nasıl yapılır ve miras payları nasıl hesaplanır?Miras paylaşımı, miras bırakanın ölümünden sonra yasal mirasçılar arasında, mirasçıların paylarına göre yapılır. Türk Medeni Kanunu'na göre, mirasçılar ölen kişinin çocukları, eşi ve belirli durumlarda anne-babası, kardeşleri gibi yakın akrabaları olabilir.
-
Vasiyetname nedir ve nasıl düzenlenir?Vasiyetname, bir kişinin ölümünden sonra malvarlığının nasıl dağıtılacağına ilişkin yazılı bir belgedir. Türk hukukuna göre üç çeşit vasiyetname vardır: El yazılı vasiyetname: Tamamen kişinin kendi el yazısıyla yazılmalı, tarih atılmalı ve imzalanmalıdır. Resmi vasiyetname: Noter huzurunda düzenlenir. Kişi, iki tanığın huzurunda beyanlarını noter veya sulh hukuk hakimine yazdırır ve imza atar. Sözlü vasiyetname: Kişinin ani ölüm tehlikesi altındayken iki tanık huzurunda beyanlarını ilettiği, daha sonra bu tanıklar tarafından yazıya dökülen vasiyetnamedir. Vasiyetname düzenleyen kişi, yasaların zorunlu mirasçıları dışındaki varisleri belirleyebilir.
-
Zorunlu (mahfuz) miras payı nedir?Zorunlu miras payı, miras bırakanın, mirasçılardan hiçbirinin tamamen mahrum bırakılamayacağı paydır. Türk hukukuna göre, zorunlu mirasçılar; çocuklar, anne-baba, eş ve bazı durumlarda kardeşlerdir. Miras bırakan, bu kişilerin zorunlu paylarına dokunamaz. Örneğin, çocuklar mirasın yarısını, eş ise çocuklarla birlikte mirasçıysa mirasın dörtte birini zorunlu olarak alır. Miras bırakan, bir vasiyetname ile zorunlu mirasçının miras payını tamamen ortadan kaldıramaz; sadece, zorunlu pay dışındaki malvarlığını istediği gibi tasarruf edebilir.
-
Mirasçılardan biri mirası reddedebilir mi?Evet, bir mirasçı mirası reddedebilir. Bu durum "mirasın reddi" olarak adlandırılır. Mirasın reddi, miras bırakanın ölümünden itibaren üç ay içinde yapılmalıdır. Mirasçı, sulh hukuk mahkemesine başvurarak yazılı bir beyan ile mirası reddettiğini belirtir. Mirasçı, mirası reddettiği takdirde, miras üzerindeki tüm haklarını kaybeder ve borçlardan da sorumlu olmaz; ancak mirasın reddi başvurusu yapılmadan bir avukat yardımı ile murisin borçlarının tespiti için uğraşılması önem arz etmektedir. Mirasın reddinin iptali mümkün olmakla birlikte çok zorlu bir hukuki süreçtir.
-
Çalışma hayatında sıkça karşılaşılan mobbing nedir ve mobbinge uğrayan bir çalışan ne yapmalıdır?Mobbing, bir çalışanın sistematik olarak psikolojik baskıya maruz kalmasıdır. İşveren ya da iş arkadaşları tarafından uygulanan bu baskı, çalışanın iş performansını olumsuz etkileyebilir ve sağlık sorunlarına yol açabilir. Mobbinge uğrayan çalışan, öncelikle bu durumu belgelendirmelidir (e-posta, tanık, yazılı belgeler). Daha sonra işyerindeki üstlerine, işverene ya da iş sağlığı ve güvenliği birimine durumu bildirmelidir. Eğer çözüm bulunmazsa, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na şikayette bulunabilir ya da doğrudan İş Mahkemesi’nde dava açabilir.
-
İşçi maaşına zam yapılması ne demektir?İşçi maaşına zam yapılması, işverenin işçiye ödediği ücretin belirli bir oranda artırılmasıdır. Zam, işçinin performansına, işyerinin ekonomik duruma veya genel enflasyon koşullarına göre yapılabilir. Türkiye'de işçi maaşlarına zam genellikle asgari ücret artışlarıyla birlikte belirlenir, ancak işverenler daha yüksek oranlarda zam yapma hakkına da sahiptir. Zam, işçilerin refah seviyesini korumak ve iş güvencesini güçlendirmek için önemli bir unsurdur.
-
Enflasyon farkı zam yerine geçer mi?Enflasyon farkı, işçinin maaşının satın alma gücünü korumak için yapılan bir düzeltmedir. Ancak, enflasyon farkı doğrudan "zam" olarak değerlendirilmez. Enflasyon farkı, işçinin maaşındaki reel kaybı telafi etmeye yönelik bir düzenleme iken, zam genellikle işçinin performansı, işyeri koşulları veya işverenin mali durumu gibi faktörler dikkate alınarak yapılan ekstra bir maaş artışıdır. Dolayısıyla, enflasyon farkı sadece enflasyondan kaynaklanan kayıpları giderir; zam ise bu farkın ötesinde bir artış sağlar.
-
İş sözleşmesinde zam hususunda bir madde yoksa ne yapılmalıdır?İş sözleşmesinde zam hususunda herhangi bir madde bulunmaması, işçiye zam yapılmayacağı anlamına gelmez. İş Kanunu, işçilerin ücretlerinin genel ekonomik koşullara ve işverenin mali gücüne göre yeniden düzenlenebileceğini öngörür. Eğer sözleşmede zam ile ilgili bir hüküm yoksa, işçi bu durumu işvereniyle müzakere edebilir. Ayrıca, toplu iş sözleşmeleri veya işyerindeki genel uygulamalar da dikkate alınarak zam talepleri gündeme getirilebilir. İşçinin hukuki hakları, iş sözleşmesinde belirtilmemiş olsa bile, genel iş hukuku kuralları çerçevesinde korunur.
-
Madencilerin iş güvenliği ihlalleri durumunda ne tür hukuki hakları vardır?İş Kanunu’na göre işverenler, işçilere güvenli bir çalışma ortamı sağlamakla yükümlüdür. Madencilikte iş kazası olması durumunda, işverenin kusuru tespit edilirse tazminat ödemekle yükümlü olabilir. Ayrıca, işçinin ölümü ya da sakatlanması halinde ceza davası açılabilir ve işveren hapis cezası alabilir.
-
Ceza hukuku nedir?Ceza hukuku, bireylerin işlediği suçları ve bu suçların sonuçlarını düzenleyen hukuk dalıdır. Suç teşkil eden davranışlar için yasada belirlenmiş olan yaptırımlar (cezalar) bu hukuk dalı içerisinde yer alır. Ceza hukuku, suçun tanımı, cezanın türleri ve infaz yöntemleri gibi konuları kapsar.
-
Suç nedir?Suç, hukuka aykırı ve cezalandırılabilir bir eylemdir. Suçun oluşabilmesi için belirli unsurların bir araya gelmesi gerekir: Eylem: Somut bir fiil (hareket veya eylemsizlik). Hukuka aykırılık: Eylemin yasaya aykırı olması. Cebir: Suçun işlenmesi için bir kast veya taksir (ihmal) gereklidir.
-
Suç türleri nelerdir?Suç türleri nelerdir? Suçlar, çeşitli kriterlere göre sınıflandırılabilir: Ağır suçlar: Cinayet, cinsel saldırı gibi ağır cezalar gerektiren suçlar. Hafif suçlar: Hırsızlık, dolandırıcılık gibi daha hafif cezalarla sonuçlanan suçlar. Kasti suçlar: Suçun, failin kastıyla veya iradesiyle işlenmesi. Taksirli suçlar: Suçun, dikkat eksikliği veya ihmal sonucu işlenmesi.
-
Türkiye’de ceza davalarında uzlaşma nedir ve hangi suçlar uzlaşma kapsamındadır?Uzlaşma, ceza yargılamasında taraflar arasında anlaşmaya varılması durumudur. Türk Ceza Kanunu'na göre, mağdur ile fail arasında uzlaşma sağlanması durumunda, dava düşebilir veya cezanın hafifletilmesi mümkün olabilir. Uzlaşma kapsamına giren suçlar, genel olarak "uzlaşmaya tabi suçlar" adı altında düzenlenmiş olup, hırsızlık, hakaret, dolandırıcılık gibi suçları içerebilir. Ancak, kasten adam öldürme gibi ağır suçlar uzlaşma kapsamında değildir. Uzlaşma sağlanabilmesi için savcılık ya da mahkeme tarafından bu sürecin yürütülmesi gerekir.
-
Ceza hukukunda zamanaşımı nedir?Zaman aşımı, belirli bir suçun cezalandırılabilmesi için gereken sürelerin geçmesi durumunda, o suçun artık yargılanmaması anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu’na göre, suçun türüne bağlı olarak zaman aşımı süreleri değişiklik gösterir. Zaman aşımının dolması durumunda, suçla ilgili dava açılamaz.
-
Türk Ceza Kanunu'nda yer alan haksız tahrik nedir?Haksız tahrik, bir kimsenin, başka bir kişinin davranışları sonucu aşırı duygusal bir tepki göstermesiyle meydana gelen bir durumdur. Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre, haksız tahrik altında işlenen suçlar, failin cezasında indirim yapılmasını sağlar. Ancak, tahrik eden davranışın haksız olması ve failin eyleminin orantılı bir tepki ile sonuçlanması gerekir.
-
Ceza davası için nasıl bir hazırlık yapmalıyım?Ceza davası için gerekli belgeleri ve delilleri toplayarak, olayla ilgili tüm bilgileri detaylı bir şekilde sunmalısınız. Ayrıca, avukatınızla görüşerek savunma stratejinizi belirlemeniz önemlidir.
-
İnternet yoluyla işlenen hakaret suçunda ne gibi yasal haklarım vardır?Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca, bir kişiye internet üzerinden hakaret edilmesi durumunda, fail hakkında şikayette bulunulabilir. Hakaret suçunun internet yoluyla işlenmesi, suçun "alenen" işlendiği kabul edilir ve bu durum cezanın artmasına neden olabilir. Mağdur kişi, kolluk kuvvetlerine veya Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak suç duyurusunda bulunabilir. Bu süreçte, hakaretin yapıldığı internet platformuna dair delillerin (ekran görüntüleri, mesajlar vb.) kaydedilmesi ve ibraz edilmesi önemlidir.
-
Ceza hukukunda beraat kararı nedir?Beraat kararı, mahkemenin sanığın suçsuz olduğuna karar vermesi durumudur. Bu durumda sanık, suçlamalardan aklanır ve ceza almaz. Beraat kararı, mahkemenin delillerin yetersizliği veya suçun oluşmaması nedeniyle verilir.
-
Uyuşturucu madde bulundurmak suçu nedir?Uyuşturucu madde bulundurmak, bir kişinin yasadışı olarak uyuşturucu maddeyi saklaması veya taşımasıdır. Uyuşturucu ticaretine dair suç tipleriyle farkı olarak en önemli husus gramaj olarak değerlendirilse de yargı sistemi açısından bu noktada belirgin bir içtihat bulunmamaktadır. Bu bağlamda kolluk ifadesi anından itibaren uzman bir avukat desteği alınması önem arz etmektedir.
-
Kamu malına zarar verme suçu nedir?Kamu malına zarar verme suçu nedir? Kamu malına zarar verme, bir kişinin kamuya ait olan bir mal veya hizmete zarar vermesi eylemidir. Bu suç, kamu güvenliğini ve toplumsal düzeni tehdit ettiği için ağır cezalar gerektirebilir.
-
Tehdit suçu nedir?Tehdit, bir kişinin başka bir kişiye zarar verme niyetiyle veya korkutma amacıyla yaptığı eylemdir. Tehdit, sözlü veya yazılı olarak gerçekleştirilebilir. Nitelikli hâlleri ayrıca hüküm altına alınmış bulunan tehdit suçu, ceza hukuku açısından ciddi bir suçtur.
-
İftira suçu nedir?İftira, bir kişinin başkasına yönelik haksız yere suçlamalarda bulunmasıdır. Bu suç, mağdurun onurunu zedeler ve cezai sorumluluk doğurabilir. İftira, mahkeme tarafından tespit edilirse, iftirayı atan kişi cezalandırılabilir ve ayrıca tazminat yükümü de gündeme gelebilir. İftira açısından zamanaşımı hesaplaması genel hesaplardan farklı yapılmaktadır.
-
Kaçakçılık nedir?Kaçakçılık, gümrük veya diğer yasalarla belirlenmiş sınırlara uymadan mal veya hizmetlerin yasa dışı bir şekilde ticaretini yapmaktır. Bu suç, uyuşturucu, silah veya sahte ürünler gibi çeşitli alanlarda gerçekleşebilir.
-
Trafik suçları nelerdir?Trafik suçları, trafik kurallarına aykırı davranışları kapsar. Bu suçlar, hız limitini aşma, alkollü araç kullanma, kırmızı ışıkta geçme gibi eylemleri içerir. Trafik suçları, para cezası veya hapis cezasıyla sonuçlanabilir.
-
Cinsel saldırı suçu nedir?Cinsel saldırı, bir kişinin rızası olmadan cinsel amaçla yapılan eylemlerdir. Bu suç, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenir ve mağdurun iradesinin yok sayılması durumunda gerçekleşir. Tarafların evli olması cinsel saldırının gerçekleşmediği hususunda bir delil olarak nitelendirilemez.
-
Dolandırıcılık nedir?Dolandırıcılık, bir kişiyi hile ile aldatmak ve bu yolla menfaat sağlamak amacıyla yapılan eylemdir. Dolandırıcılık, çeşitli şekillerde gerçekleşebilir ve mağdurun maddi kayba uğramasına neden olur.
-
Dolandırıcılık suçunun maddi unsurları nelerdir?Dolandırıcılık suçunun maddi unsurları şunlardır: Hileli davranışlar (aldatıcı hareketler) Mağdurun aldatılması Hile sonucu elde edilen haksız yarar Mağdurun zarar görmesi
-
Dolandırıcılık suçunun manevi unsurları nelerdir?Dolandırıcılık suçunun manevi unsuru kasttır. Fail, hileli davranışları bilerek ve isteyerek yapar, mağduru aldatma ve kendine ya da başkasına haksız yarar sağlama amacı taşır.
-
Nitelikli dolandırıcılık nedir?Nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılık suçunun daha ağır cezayı gerektiren halleridir. Bu suç, kamu kurumlarını veya kamu görevlilerini aldatmak, bilişim sistemlerini kullanmak veya dini duyguları istismar etmek gibi durumlarda işlenir. TCK 158. maddede düzenlenmiştir.
-
Nitelikli dolandırıcılık suçu hangi hallerde işlenir?Nitelikli dolandırıcılık şu hallerde işlenmiş sayılır: Kamu kurumları veya kamu görevlileri kullanılarak Bilişim sistemleri veya banka, kredi kartları kullanılarak Dini duygular istismar edilerek Kişinin mağduriyeti, zayıf durumda olması (yaşlılık, hastalık) istismar edilerek
-
Dolandırıcılık suçu nasıl cezalandırılır?Dolandırıcılık suçunda ceza, suçun basit veya nitelikli haline göre değişir. Basit dolandırıcılıkta, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve adli para cezası verilebilir. Nitelikli dolandırıcılıkta ise ceza 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve adli para cezası olarak uygulanır.
-
Dolandırıcılık suçuna karşı hangi hukuki yollar izlenir?Mağdur, suçun öğrenildiği andan itibaren 6 ay içinde savcılığa şikayet dilekçesi ile başvurabilir. Savcılık, soruşturma yaparak dava açabilir ve ceza yargılaması başlatılır.
-
Dolandırıcılık suçunda zaman aşımı süresi nedir?Dolandırıcılık suçunda zaman aşımı süresi 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren bu süre içinde dava açılabilir.
-
Hırsızlık suçu nasıl tanımlanır?Hırsızlık, bir kişinin, başkasına ait olan bir malı, o kişinin rızası olmaksızın almasıdır. Bu suç, genellikle malın değerine ve niteliğine göre farklı cezalara tabidir.
-
Cinayet nedir?Cinayet, bir kişinin kasten başka bir kişinin yaşamına son vermesi eylemidir. Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre, cinayet, ağır ceza gerektiren en ciddi suçlardan biridir ve hapis cezası ile sonuçlanabilir.
-
Taksirle öldürme nedir? Bir kazayı veya sağlık sorunu yaşayan kişiyi 112'ye bildirmemek hangi suçtur?Taksirle öldürme nedir?Taksirle öldürme, kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak istemeden bir başkasının ölümüne sebep olmasıdır. TCK 85. madde ile düzenlenir. Taksirle öldürme suç tipi, kişinin denk geldiği bir kazayı ya da sağlık sorunu yaşayan bir kişiyi 112 ekiplerine ihbar etmemesi halinde de gerçekleşmiş olacaktır.
-
Taksirle öldürmenin cezası nedir? Bir kazayı veya sağlık sorunu yaşayan kişiyi 112'ye bildirmemenin cezası nedir?Suç basit taksirle işlenmişse ceza 2 yıldan 6 yıla kadar hapis, bilinçli taksirde ise 1/3 oranında artırılarak 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapis cezası verilebilir. Birden fazla kişinin ölümü durumunda 15 yıla kadar hapis cezası verilebilir. TCK m 85
-
Suçu Bildirmeme Suçu Nedir? Herhangi bir kimse tarafından işlenebilecek suçun basit şekli (TCK md.278), Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi (TCK md.279), Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi (TCK md.280). Şiddete tanık olunmasına veya şiddetin varlığını düşündüren çığlık vs olmasına; yardım talebi olmasına rağmen şiddet olayının yetkililere haber verilmemesi hangi suçtur?Suçu bildirmeme Madde 278- (İptal: Anayasa Mahkemesinin 30/6/2011 tarihli ve E.:2010/52, K.:2011/113 sayılı Kararı ile.; Değişik: 2/7/2012-6352/91 md.) (1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (3) Mağdurun onbeşyaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan engelli olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.[99] (4) Tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler bakımından cezaya hükmolunmaz. Ancak, suçu önleme yükümlülüğünün varlığı dolayısıyla ceza sorumluluğuna ilişkin hükümler saklıdır. Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi Madde 279- (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi Madde 280- (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.
-
Sosyal medya aracılığı ile işlenen suçlar bağlamında “incel” akımı hangi suç türü olarak değerlendirilir?Kamuoyunda ve özellikle sosyal medyada "incel"lik adı altında farklı akımlarla yer bulan mazojinist içerikli paylaşımlar TCK m 125de düzenleme bulan suç ve suçluyu övme ve TCK m 126da düzenleme bulan halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçları açısından müşteki sıfatının Kamuyu haiz olduğu yargılamalar yapılabilecektir. Mağdur kişiler bakımından ise fail sayısının 3 kişiden fazla olması halinde TCK m 77nin varlığı halinde TCK m 78; TCK m 220 nin varlığı halinde TCK m 220 f4 gündeme gelecek olup örgüt çerçevesinde işlenecek suçlara da ayrı ayrı ceza verilmesi söz konusu olacaktır.
-
Kadına ve çocuğa yönelik şiddet durumunda, mağdurların yasal hakları nelerdir?Türkiye’de, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında, şiddet mağduru kadınlar ve çocuklar, mahkemelerden uzaklaştırma kararı ve koruma tedbirleri talep edebilirler. Ayrıca şiddet uygulayan kişiye ceza davası açılabilir, bu kişi hapis cezasına çarptırılabilir.
-
Ailenin psikolojik sağlığını tehdit eden durumlarda, hangi hukuki koruma tedbirleri istenebilir?Türk Medeni Kanunu ve 6284 sayılı kanun kapsamında, aile bireylerinin psikolojik sağlığını tehdit eden şiddet, tehdit veya taciz durumlarında mahkemeden koruma tedbirleri talep edilebilir. Bu tedbirler arasında, şiddet uygulayan kişinin evden uzaklaştırılması, iletişim araçlarını kullanarak mağdura yaklaşmasının yasaklanması ve çeşitli hizmetlerin sağlanması yer alır.
-
Aile içindeki psikolojik şiddet mağdurları, ne tür tedbir taleplerinde bulunabilir?Psikolojik şiddet mağdurları, 6284 sayılı kanun uyarınca koruma talep edebilir. Bu kapsamda, şiddet uygulayan kişiye karşı uzaklaştırma kararı, gizlilik kararı (adres veya kimlik bilgilerini koruma), işyerinden uzaklaştırma, çeşitli hizmetlere yönlendirme gibi önlemler alınabilir. Ayrıca, mağdurun talebi üzerine, şiddet uygulayan kişiye elektronik kelepçe takılması da kararlaştırılabilir
-
Ailede çocukların psikolojik sağlığını korumak için mahkemeden nasıl bir koruma istenebilir?Çocuğun psikolojik sağlığı tehlikede olduğunda, mahkemeden geçici velayet, kişisel ilişki kurulmasının sınırlandırılması ya da yasaklanması gibi önlemler talep edilebilir. Ayrıca, çocuğun güvenli bir ortamda büyümesini sağlamak amacıyla mahkeme, velayet hakkını kötüye kullanan ebeveyni denetim altına alabilir ve çocuğun korunmasına yönelik sosyal hizmetler devreye sokulabilir.
-
Türkiye’de bekar bireyler evlat edinebilir mi?Evet, Türkiye’de yeni düzenlemelerle birlikte bekar bireylerin de evlat edinmesi artık mümkün hale gelmiştir. Bu değişiklik, ünlü sanatçı Nilüfer’in tek başına evlat edinme isteğinden sonra gündeme gelmiş ve kanunlarda yapılan düzenlemelerle bekar bireylerin de çocuk evlat edinmesi yasal hale gelmiştir. Bu düzenleme, aile kurmak isteyen birçok bekar birey için yeni bir kapı açmıştır.
-
Evlilik sözleşmesi Türkiye’de geçerli mi ve hangi durumlarda kullanılır?Evet, evlilik sözleşmesi Türkiye’de geçerlidir ve yasal olarak yapılabilir. Evlilik sözleşmesi, eşlerin mal varlıklarını evlilik sürecinde ve sonrasında nasıl paylaşacaklarını düzenler. Genellikle mal rejimi konusunda anlaşmaya varmak için yapılan bu sözleşmeler, boşanma durumunda olası anlaşmazlıkları önlemeye yardımcı olur. Taraflar, evlenmeden önce veya evlilik sırasında mal ayrılığı, mal ortaklığı veya edinilmiş mallara katılma rejimi gibi düzenlemeler yapabilir.
-
Türkiye’de çekişmeli ve anlaşmalı boşanma arasındaki farklar nelerdir?Türkiye’de boşanma davaları genellikle iki ana türde görülür: çekişmeli boşanma ve anlaşmalı boşanma. Çekişmeli boşanma: Tarafların boşanma ve boşanma şartları konusunda anlaşamadığı durumlarda ortaya çıkar. Mahkeme, deliller ve tanıklar aracılığıyla boşanma sebeplerini inceler. Süreç uzun olabilir ve tarafların kusur durumları üzerinde durulur. Anlaşmalı boşanma: Taraflar, boşanma ve boşanmanın tüm hukuki sonuçları (nafaka, velayet, mal paylaşımı vb.) konusunda anlaşmaya vardıklarında ortaya çıkar. Tarafların en az bir yıl evli olması ve anlaşmalarını yazılı bir protokol ile mahkemeye sunmaları gerekir. Bu süreç daha hızlı ve sorunsuzdur.
-
Boşanma davalarında dijital deliller (WhatsApp mesajları, sosyal medya paylaşımları) kullanılabilir mi?Evet, boşanma davalarında dijital deliller kullanılabilir. Türk mahkemeleri, WhatsApp mesajları, sosyal medya paylaşımları, e-postalar ve diğer dijital kanıtları kabul etmektedir. Ancak bu delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olması gerekmektedir. Özellikle özel hayatın gizliliğini ihlal eden deliller kabul edilmez ve bu durum yasal sorunlara yol açabilir. Dolayısıyla, dijital deliller kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
-
Ortak velayet nedir ve Türkiye’de uygulanabilir mi?Ortak velayet, boşanma sonrasında anne ve babanın çocuğun bakım ve eğitimine birlikte karar vermeye devam etmesi anlamına gelir. Türkiye'de, son yıllarda ortak velayet daha sık uygulanmaya başlanmıştır. Yeni düzenlemeler ve Yargıtay kararları, ebeveynlerin anlaşması halinde ortak velayetin mümkün olduğunu göstermektedir. Bu uygulama, çocuğun her iki ebeveyniyle de dengeli bir ilişki kurabilmesini sağlar ve özellikle boşanma sonrası ebeveynler arasında çatışmanın azaltılmasında etkili olabilir.
-
Boşanma davalarında kusur kavramı nedir ve nasıl etkiler?Boşanma davalarında, taraflardan birinin kusurlu olup olmadığı davanın sonucunu ve nafaka gibi talepleri etkileyebilir. Kusur kavramı, evlilik birliğinin devamını imkansız kılacak şekilde bir tarafın yükümlülüklerini ihlal etmesi olarak tanımlanır. Örneğin, aldatma, şiddet veya ekonomik sorumlulukları yerine getirmeme kusur sayılabilir. Kusurlu olan taraf, diğer eşe tazminat ödemek zorunda kalabilir ve nafaka talep etme hakkı zayıflayabilir.
-
Boşanma davalarında velayet kararı nasıl verilir?Velayet kararı, çocuğun üstün yararı gözetilerek verilir. Mahkeme, çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimini en iyi şekilde sağlayacak ebeveyne velayeti verebilir. Genellikle küçük çocukların velayeti anneye verilir, ancak babanın da eşit şekilde velayet talep etme hakkı vardır. Mahkeme, çocuğun yaşına, bakım ihtiyaçlarına, ebeveynlerin maddi ve manevi durumlarına bakarak karar verir. Velayet hakkı olmayan ebeveyn, çocuğu görme (kişisel ilişki kurma) hakkına sahiptir.
-
Boşanma davalarında nafaka neye göre belirlenir?Nafaka, boşanma sonrasında bir eşin ekonomik olarak zor duruma düşmemesi için diğer eş tarafından ödenen maddi destek anlamına gelir. Nafaka miktarı, nafaka talep eden eşin ekonomik durumu, yaşam standardı, çalışma durumu, yaşı, sağlık durumu ve diğer eşin mali durumu gibi faktörlere göre belirlenir. Türkiye’de yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası en yaygın olanlarıdır. Yoksulluk nafakası, boşanma sonrası yoksulluğa düşecek eşe ödenirken, iştirak nafakası çocukların bakım ve eğitim giderleri için ödenir.
-
Boşanma davasında mal paylaşımı nasıl yapılır?Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik sırasında edinilen mallar, "edinilmiş mallara katılma rejimi" kapsamında değerlendirilir. Bu rejime göre, eşlerin evlilik boyunca kazandıkları malvarlıkları, boşanma halinde eşit olarak paylaşılır. Ancak, kişisel mallar (örneğin miras, hediye gibi edinimler) bu paylaşıma dahil edilmez. Boşanma davası sırasında veya sonrasında, mal paylaşımı davası açılarak bu malların adil bir şekilde bölüştürülmesi sağlanabilir.
-
Boşanma sonrası mal paylaşımı nasıl yapılır?Boşanma sonrası mal paylaşımı, eşler arasında geçerli olan mal rejimine göre yapılır. Türkiye'de, eğer başka bir mal rejimi seçilmemişse, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır. Bu rejime göre, evlilik süresi içinde edinilen mallar (örneğin, ev, araba, maaş) eşit olarak paylaşılır. Ancak eşler, evlenmeden önce veya evlilik sırasında mal ayrılığı, mal ortaklığı gibi farklı bir mal rejimi seçebilirler. Kişisel mallar (örneğin, miras yoluyla edinilen mallar) bu paylaşıma dahil edilmez. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, bir tarafın diğer tarafa "katkı payı" veya "değer artış payı" talep etme hakkı vardır. Örneğin, bir eşin malvarlığına yaptığı katkı, mal paylaşımında göz önünde bulundurulur. Bu da, evde yapılan işlerin ya da dolaylı katkıların da ekonomik bir değeri olduğunu gösterir ve mutlak eşitlik kavramını daha esnek hale getirir. Dolayısıyla mal paylaşımı, yalnızca edinilen malların yüzde 50-50 bölüşülmesi şeklinde gerçekleşmeyebilir; her iki tarafın evlilikteki katkıları dikkate alınarak adil bir paylaşım yapılması hedeflenir.
-
2024 yılında nafaka düzenlemelerinde değişiklikler oldu mu?2024 yılında Türkiye'de nafaka düzenlemeleriyle ilgili bazı tartışmalar yaşanmış olmakla birlikte, kalıcı değişiklikler yapılmamıştır. Ancak hükümet tarafından süresiz nafaka uygulamasının yeniden gözden geçirileceğine dair çalışmalar bulunmaktadır. Kamuoyunda bu konuda yapılacak değişiklikler geniş çapta ilgi uyandırmakta, özellikle belirli bir süre ile sınırlı nafaka ödemeleri gündeme getirilmektedir. Henüz resmi bir değişiklik yapılmamış olsa da gelecekte bu konuda yeni düzenlemeler beklenebilir.
-
Edinilmiş mallara katılma rejiminde - yasal mal paylaşımında- taraflar evlilikten sonra edinilen malları net olarak eşit mi bölüşür?Bu hususta kamuoyunda tarafların eşit bir hakka sahip olduğu ve dolayısıyla tarafların mülkiyet hakkının yüzde 50 üzerine kurulu olduğu ifade edilmektedir. Oysaki bu husus Türk Medeni Kanunu'ndaki düzenlemelerin sadece başlangıcında yer almaktadır. Devam hükümlerinde konunun ayrıntısı ve hakların belirlenmesindeki esaslar yer almaktadır. Tarafların edinilmiş mallara katılma rejiminde, tarafların ev bütçesine katkısı belirlenirken dikkate alınacak örnek mahiyetinde bazı unsurlar yer almaktadır. Gelir Kaynakları Ev İçi ve Ev Dışı Hizmetler Birikimler ve Yatırımlar Borçlar Aile Hayatına Katkı Harcamalar
-
Fikri mülkiyet hukuku nedir?Fikri mülkiyet hukuku, yaratıcının veya bulucunun, eserlerini ve buluşlarını hukuki koruma altına alarak, bunlardan ekonomik olarak faydalanmasını sağlayan bir hukuk dalıdır. Telif hakları, patentler, marka hakları ve tasarım hakları gibi çeşitli unsurları kapsar.
-
Telif hakkı nedir?Telif hakkı, yaratıcı eserlerin (müzik, edebiyat, sanat eserleri vb.) yaratıcısına ait olan, eser üzerinde sahip olduğu haklardır. Telif hakkı, eserin oluşturulmasıyla otomatik olarak başlar ve yaratıcıya, eserinin kullanımı üzerinde belirli haklar tanır.
-
Marka tescili olmadan markamı nasıl koruyabilirim?Marka tescili yapılmamış olsa bile, ticari kullanımla tanınmış bir marka haline gelen isimler, haksız rekabete karşı korunabilir. Ancak, en güvenli yol, Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvurarak marka tescili yaptırmaktır. Tescil olmadan önce, markayı ticari olarak kullanmaya başlamış olmak, haksız rekabete karşı dava açma hakkı doğurabilir. Bu durumda, marka sahibinin, markayı ticari alanda kullanmaya başladığını ve tanınmış hale geldiğini kanıtlaması gerekir. Bu hususta yaratıcı bir hukuk ekibiyle çalışmak önem arz etmektedir.
-
Patent nedir?Patent, bir buluşun sahibi olan kişinin, buluşunu belirli bir süre boyunca başkalarının kullanımına kapatmak için devlet tarafından verilen hukuki bir korumadır. Patent, buluşun yeni, yenilikçi ve sanayiye uygulanabilir olması durumunda verilir.
-
Marka nedir?Marka nedir? Marka, bir işletmenin ürünlerini veya hizmetlerini diğerlerinden ayırt eden bir işarettir. Marka, söz, sembol, tasarım veya bunların birleşimi olabilir. Marka tescili, markanın hukuki koruma altına alınmasını sağlar.
-
Tasarım hakkı nedir?Tasarım hakkı, bir ürünün dış görünümünü (şekil, renk, doku vb.) koruma altına alan bir fikri mülkiyet hakkıdır. Tasarım, yenilikçi ve estetik bir nitelik taşıyorsa, tasarım tescili ile korunabilir.
-
Fikri mülkiyet hakları ne kadar süreyle korunur?Fikri mülkiyet haklarının korunma süresi, türüne göre değişir. Telif hakları: Genellikle eser sahibinin hayatı boyunca ve ölümünden sonraki 70 yıl boyunca korunur. Patentler: Çoğunlukla 20 yıl süreyle korunur. Markalar: Tescil tarihinden itibaren 10 yıl süreyle korunur ve yenileme ile uzatılabilir.
-
Fikri mülkiyet haklarının devri mümkün müdür?Evet, fikri mülkiyet hakları devredilebilir. Patent, marka veya telif hakları, yasal prosedürler çerçevesinde başka bir kişiye veya kuruluşa devredilebilir. Devri yazılı bir sözleşme ile gerçekleştirilmelidir.
-
Fikri mülkiyet ihlali nedir?Fikri mülkiyet ihlali, bir kişinin, başkasına ait fikri mülkiyet haklarını izinsiz olarak kullanması veya bunlara zarar vermesi durumudur. İhlal, telif hakkı, patent veya marka hakları gibi çeşitli alanlarda gerçekleşebilir.
-
Fikri mülkiyet hakları nasıl ihlal edilir?Fikri mülkiyet hakları, izinsiz kullanımlar, kopyalama, dağıtım, değişiklik yapma veya başkalarının eserlerinden yararlanma gibi yollarla ihlal edilebilir. İhlal durumunda, hak sahibi hukuki yollara başvurabilir.
-
Fikri mülkiyet ihlali durumunda ne yapılmalıdır?Fikri mülkiyet ihlali durumunda, hak sahipleri, ihlali durdurmak için hukuki işlem başlatabilir. İhlalciye karşı tazminat talep edebilir veya mahkemeye başvurarak ihlalin durdurulmasını isteyebilir.
-
Deniz ticareti hukuku nedir?Deniz ticareti hukuku, deniz yoluyla taşımacılık, deniz ticareti işlemleri ve denizle ilgili diğer hukuki ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır. Bu alan, gemi sahipleri, yük sahipleri ve taşıyıcılar arasındaki ilişkileri kapsar.
-
Gemilerle ilgili alacaklar için nasıl hukuki işlem başlatılır?Deniz ticareti hukukuna göre, gemi alacaklıları, gemi üzerinde rehin hakkına sahiptir. Örneğin, gemi sahibi tarafından ödenmeyen borçlar veya deniz kazasından doğan tazminat talepleri için gemi üzerinde haciz uygulanabilir. Alacaklı, İcra ve İflas Kanunu’na göre işlem başlatabilir ve Deniz İcra Hukuku kapsamında, geminin satışı ve alacağın tahsili yoluna gidilebilir. Bu süreçte, İcra Dairesi’ne başvurarak gemiye haciz konulması talep edilir.
-
Gemi tescili nedir ve neden önemlidir?Gemi tescili, bir geminin resmi olarak kaydedilmesi işlemidir. Bu işlem, geminin mülkiyetinin ve haklarının belirlenmesi, geminin ticari faaliyetlere katılması ve uluslararası düzeyde tanınması açısından önemlidir.
-
Gemi sahiplerinin sorumluluğu nedir?Gemi sahipleri, geminin sefer güvenliği, yükün taşınması ve diğer tarafların haklarının korunmasından sorumludur. Ayrıca, geminin neden olduğu zararlar için belirli bir sorumluluk taşırlar. Bu sorumluluk, deniz ticareti hukuku çerçevesinde düzenlenmiştir.
-
Deniz taşımacılığında kontrat türleri nelerdir?Deniz taşımacılığında yaygın olarak kullanılan kontrat türleri arasında taşıma sözleşmeleri, charter sözleşmeleri ve gemi kiralama sözleşmeleri bulunmaktadır. Her bir sözleşme, tarafların hak ve yükümlülüklerini belirler.
-
Taşıma sözleşmesi ile ilgili hukuki yükümlülükler nelerdir?Taşıma sözleşmesi, taşıyıcının yükü belirli bir süre içinde belirli bir yere ulaştırma yükümlülüğünü içerir. Taşıyıcı, yükü zarar görmeden taşıma, teslim alma ve teslim etme gibi yükümlülüklere sahiptir.
-
Sigorta poliçesi nedir ve deniz ticaretinde nasıl kullanılır?Sigorta poliçesi, geminin, yükün veya deniz yolculuğunun risklerini kapsayan bir sözleşmedir. Deniz ticaretinde, gemi sahipleri ve yük sahipleri, olası zararları ve kayıpları karşılamak için çeşitli sigorta türlerine başvururlar.
-
Deniz kazalarının hukuki sonuçları nelerdir?Deniz kazaları, gemi mülkiyetinin, yükün veya üçüncü kişilerin zarar görmesi durumunda hukuki sonuçlar doğurur. Kazanın sorumluluğu, tazminat talepleri ve sigorta süreçleriyle ilgili hukuki süreçler devreye girer.
-
Deniz ticaretinde uyuşmazlıkların çözüm yolları nelerdir?Deniz ticaretinde uyuşmazlıklar, arabuluculuk, tahkim veya mahkeme yoluyla çözülebilir. Taraflar, sözleşmelerinde uyuşmazlıkların çözüm yöntemi olarak tahkim veya mahkeme seçebilirler.
-
Gemi mülkiyetinin devri nasıl gerçekleşir?Gemi mülkiyeti devri, yazılı bir sözleşme ile gerçekleştirilir. Bu sözleşme, geminin eski ve yeni sahibi arasında imzalanır ve resmi tescil için ilgili makamlara başvurulması gereklidir.
-
Gemi alım-satımında hangi hukuki belgeler gereklidir?Gemi alım-satımında gereken belgeler arasında satış sözleşmesi, gemi tescil belgesi, vergi ödemelerini gösteren belgeler ve geminin önceki mülkiyetini kanıtlayan belgeler yer alır.
-
Sözleşme hazırlama süreci nasıl işliyor?Sözleşme hazırlama süreci, müvekkilinizin ihtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda başlar. Avukatlarımız, sözleşmenin tüm yasal gerekliliklerini göz önünde bulundurarak taslağı oluşturur ve müvekkilin onayını aldıktan sonra nihai metni hazırlar.
-
Sözleşmeler nasıl sınıflandırılır?Sözleşmeler çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir: Şekil bakımından: Yazılı, sözlü veya zımni sözleşmeler. İçerik bakımından: Satış, kira, hizmet, sponsorluk gibi sözleşmeler. Tarafların durumu bakımından: Tek taraflı ve iki taraflı sözleşmeler. Sonuçları bakımından: Karşılıklı yükümlülük doğuran ve karşılıksız sözleşmeler.
-
Sözleşme nedir ve hangi unsurları içerir?Sözleşme, iki veya daha fazla taraf arasında hukuki sonuç doğuracak şekilde yapılan bir anlaşmadır. Bir sözleşmenin geçerli olabilmesi için şu unsurların bulunması gerekir: Taraflar: Sözleşmeyi imzalayan taraflar. Konusu: Sözleşmenin kapsamı ve tarafların yerine getirmesi gereken yükümlülükler. Teklif ve Kabul: Bir tarafın bir teklifte bulunması ve diğer tarafın bu teklifi kabul etmesi. Hukuka Aykırılık: Sözleşme, yürürlükteki hukuka aykırı olmamalıdır.
-
Sözleşme hükümlerinin geçerliliği nasıl sağlanır?Sözleşme hükümlerinin geçerliliği için aşağıdaki koşulların sağlanması gerekir: Tarafların ehliyetinin olması (reşit ve akıl sağlığı yerinde olmak). Sözleşmenin belirli ve mümkün bir konuda yapılması. Sözleşmenin hukuka uygun olması (kamuyu zarar vermemesi, ahlaka aykırı olmaması).
-
Sözleşmelerdeki cayma hakkı nedir?Cayma hakkı, bir tarafın sözleşmeyi belirli bir süre içinde feshetme hakkıdır. Türkiye’de Tüketici Koruma Kanunu uyarınca, tüketiciler, mesafeli sözleşmelerde ve kapıdan satışlarda cayma hakkına sahiptir. Bu süre genellikle 14 gündür. Cayma hakkı kullanıldığında, taraflar, birbirlerine verdikleri tüm karşılıkları geri iade etmek zorundadır.
-
Sözleşmede değişiklik nasıl yapılır?Sözleşmede değişiklik yapmak için tarafların rızası gereklidir. Değişiklik, yazılı olarak yapılmalı ve her iki tarafın da imzalaması gerekir. Ayrıca, sözleşmede değişiklik yapılmadan önce sözleşmenin mevcut hükümlerinin ne şekilde değişeceği konusunda taraflar arasında net bir anlaşma olmalıdır. Taraflar, değişiklikleri ek protokollerle de düzenleyebilirler.
-
Sözleşme ihlali nedir ve ne tür sonuçlar doğurur?Sözleşme ihlali, bir tarafın sözleşme şartlarını yerine getirmemesi durumudur. İhlal, ya yükümlülüklerin tam olarak yerine getirilmemesi ya da zamanında yerine getirilmemesi şeklinde olabilir. Sözleşme ihlalinin sonuçları şunlardır: Tazminat: İhlal eden taraf, zarar gören tarafa tazminat ödemekle yükümlü olabilir. Sözleşmenin fesh edilmesi: Zarar gören taraf, sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olabilir. İfa talebi: Zarar gören taraf, ihlalin düzeltilmesini talep edebilir.
-
Sözleşme koşulları nelerdir?Sözleşme koşulları, tarafların yükümlülüklerini belirleyen şartlardır. Koşullar genellikle üç ana kategoriye ayrılır: Asıl koşullar: Tarafların ana yükümlülüklerini belirler. Yan koşullar: Sözleşmenin yürürlüğe girmesi veya sona ermesi için gerekli şartlardır (örneğin, belirli bir olayın gerçekleşmesi). Şarta bağlı sözleşmeler: Sözleşmenin ifası, belirli bir koşulun gerçekleşmesine bağlıdır.
-
Hangi durumlarda sözleşme hükümleri geçersiz sayılabilir?Sözleşme hükümleri, aşağıdaki durumlarda geçersiz sayılabilir: Taraflardan birinin iradesi sakatlanmışsa (aldatma, zorbalık, hile vb.). Sözleşme, hukuka aykırı bir amaç taşıyorsa. Sözleşme, tarafların iradeleri dışında oluşturulmuşsa (örneğin, baskı altında)
-
Kira artış oranı nasıl belirlenir ve 2024 yılı için geçerli kira artış sınırı nedir?Kira artış oranı, Türk Borçlar Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) oranını aşmamak kaydıyla belirlenir.
-
Borçlar hukuku nedir?Borçlar hukuku, taraflar arasında borç ilişkisini düzenleyen hukuk dalıdır. Bu alan, sözleşmeler, haksız fiiller ve sebepsiz zenginleşme gibi durumlarda tarafların hak ve yükümlülüklerini belirler.
-
Borç ilişkisi nasıl doğar?Borç ilişkisi genellikle üç şekilde doğar: sözleşmeden, haksız fiilden veya sebepsiz zenginleşmeden. Sözleşmeden doğan borç ilişkisi, taraflar arasında yapılan bir anlaşmayla, haksız fiil ise bir kişinin bir başkasına zarar vermesiyle oluşur.
-
Sözleşme nedir ve nasıl geçerli olur?Sözleşme, iki veya daha fazla tarafın belirli bir konuda karşılıklı olarak yükümlülük altına girmesiyle yapılan hukuki işlemdir. Sözleşmenin geçerli olabilmesi için tarafların iradelerinin serbestçe oluşmuş olması, kanuna, ahlaka aykırı bir durumun bulunmaması ve sözleşmenin belirli bir konu üzerinde yapılması gerekir.
-
Haksız fiil nedir?Haksız fiil, bir kişinin bir başkasına hukuka aykırı bir şekilde zarar vermesidir. Zarar gören taraf, zarar veren kişiden tazminat talep edebilir. Bu tazminat, maddi veya manevi zararları kapsayabilir.
-
Sebepsiz zenginleşme nedir?Sebepsiz zenginleşme, bir kişinin haklı bir sebep olmaksızın başkasının malvarlığından zenginleşmesi durumudur. Zenginleşen kişi, bu durumu tazmin etmekle yükümlüdür.
-
Borçlunun temerrüdü nedir?Borçlunun temerrüdü, borcun ifa edilmesi gereken tarihte borçlunun bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumudur. Bu durumda alacaklı, ifanın gecikmesinden doğan zararın tazmini ve borcun ifası için yasal yolları kullanabilir.
-
Borçların sona ermesi nasıl gerçekleşir?Borçlar, ifa (ödeme), ibra (borcun silinmesi), takas, zamanaşımı veya tarafların karşılıklı anlaşması yoluyla sona erebilir. Borç sona erdiğinde, taraflar arasındaki yükümlülük de ortadan kalkar.
-
Kusursuz sorumluluk nedir?Kusursuz sorumluluk, bir kişinin zarar veren bir fiili gerçekleştirmese bile, belirli bir olay veya durum nedeniyle sorumlu tutulmasıdır. Örneğin, tehlikeli işletme sahiplerinin, kusuru olmasa bile doğan zararlardan sorumlu tutulması kusursuz sorumluluk örneğidir.
-
Mücbir sebep nedir ve borç ilişkisini nasıl etkiler?Mücbir sebep, tarafların iradesi dışında gelişen, öngörülemeyen ve kaçınılmaz olaylardır (doğal afetler, savaş, pandemi gibi). Mücbir sebep durumunda, borçlu, borcunu yerine getiremediği için sorumlu tutulmaz ve borç ilişkisi geçici olarak durdurulabilir.
-
Sözleşmeden cayma hakkı nedir?Sözleşmeden cayma hakkı, taraflardan birinin belirli koşullar altında sözleşmeden tek taraflı olarak vazgeçme hakkını kullanmasıdır. Bu hak, genellikle kanunlarda belirtilen süreler içinde ve belirli koşullarla kullanılabilir.
-
Eser sözleşmesinde yüklenicinin (müteahhit) temel hukuki sorumlulukları nelerdir?Eser sözleşmesine göre yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan işi (eser) zamanında, sözleşmeye uygun ve ayıpsız şekilde teslim etmekle yükümlüdür. Türk Borçlar Kanunu’na göre, eser ayıplı ise, iş sahibi bedelde indirim, eserin düzeltilmesi veya eserin yeniden yapılmasını talep edebilir. Yüklenici ayrıca inşaat işinde kullanılan malzemelerin uygunluğundan ve işin teknik şartlara uygun olarak gerçekleştirilmesinden sorumludur.
-
İnşaat eser sözleşmelerinde iş sahibinin (malik) hakları nelerdir?İş sahibi, sözleşme şartlarına uygun bir eserin teslimini talep etme hakkına sahiptir. Eser teslim edilmezse ya da ayıplı teslim edilirse, iş sahibi Türk Borçlar Kanunu’na göre sözleşmeden dönme, bedel indirimi talep etme ya da ayıbın giderilmesini isteme hakkına sahiptir. Ayrıca, teslim süresine uyulmaması halinde iş sahibi, gecikme tazminatı talep edebilir.
-
Eser sözleşmesinde yüklenicinin temerrüde düşmesi durumunda iş sahibinin hakları nelerdir?Yüklenici, sözleşmede belirtilen süre içinde işi tamamlamazsa temerrüde düşer. Bu durumda, iş sahibi sözleşmeden dönme, başka bir yüklenici ile işi tamamlama ya da gecikme tazminatı talep etme hakkına sahiptir. Yüklenici kusurluysa, iş sahibi ayrıca zararlarını tazmin edebilir.
-
İnşaat eser sözleşmesinde ayıplı iş teslimi durumunda ne yapılabilir?Yüklenicinin ayıplı iş teslim etmesi halinde iş sahibi, Borçlar Kanunu uyarınca ayıbın giderilmesini, bedel indirimi yapılmasını, ayıpsız yeni bir eser yapılmasını ya da sözleşmeden dönmeyi talep edebilir. Ayrıca, iş sahibinin uğradığı zararlar da yüklenici tarafından tazmin edilmelidir.
-
İnşaat eser sözleşmelerinde hakediş nasıl düzenlenir?Eser sözleşmelerinde hakediş, yüklenicinin yaptığı işin belirli aşamaları tamamladıktan sonra iş sahibinden talep edebileceği bedeldir. Hakediş ödemeleri, sözleşmede belirlenen oranlara göre yapılır. Hakediş ödenmemesi durumunda yüklenici işin durdurulmasını veya sözleşmeden dönmeyi talep edebilir.
-
Kentsel dönüşüm kapsamındaki binalar için risk tespiti nasıl yapılır?Kentsel dönüşüm kapsamında riskli bina tespiti, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından lisans verilen kuruluşlar tarafından yapılır. Bir binanın riskli olduğuna karar verilirse, bu karar bina sakinlerine tebliğ edilir ve itiraz edilmezse yıkım süreci başlar. Risk tespiti, binanın depreme dayanıklılığını ve genel yapısal durumunu değerlendirir.
-
Kentsel dönüşümde kira yardımı veya finansal destek nasıl alınır?Kentsel dönüşüme tabi tutulan binalarda yaşayan hak sahipleri, riskli bina yıkıldıktan sonra kira yardımı alabilir. Bu yardım, binanın bulunduğu bölgeye göre değişen tutarlarda yapılır ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belirlenir. Kira yardımı, en fazla 18 ay süresince devam eder. Ayrıca, dönüşüm sürecinde faiz destekli kredi imkânlarından da yararlanılabilir.
-
Kentsel dönüşümde mülk sahipleri, anlaşma sağlayamazsa ne olur?Eğer mülk sahipleri kentsel dönüşüm sürecinde bina yenilenmesi konusunda anlaşmaya varamazsa, 2/3 çoğunlukla kabul edilen karar geçerli olur. Kalan 1/3'lük dilimdeki hak sahiplerinin hisseleri açık artırma ile diğer mülk sahiplerine satılır. Anlaşmazlık çözülemediği takdirde, devreye arabuluculuk gibi mekanizmalar da girebilir.
-
Kentsel dönüşümde yıkım kararına nasıl itiraz edilir?Riskli yapı tespiti yapılan bir bina için malikler, 15 gün içinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne itiraz edebilirler. İtiraz edilmesi durumunda, bina için teknik heyet tarafından yeniden değerlendirme yapılır. İtirazın kabul edilmesi durumunda, yıkım kararı iptal edilebilir veya revize edilebilir.
-
Kentsel dönüşümde kat irtifakı ve kat mülkiyeti nasıl korunur?Kentsel dönüşümde eski yapının yıkılmasıyla birlikte kat irtifakı veya kat mülkiyeti sona erer. Ancak, dönüşüm tamamlandığında yeni binada kat mülkiyeti tekrar kurulabilir ve maliklerin hakları korunur. Malikler, yeni binada paylarına düşen bağımsız bölümler üzerinde yeniden mülkiyet hakkı kazanırlar. Bu bağlamda, sözleşmenin hukuki içeriği önem kazanmaktadır.
-
İdare hukuku nedir?İdare hukuku, kamu idarelerinin faaliyetlerini, işleyişini ve bireylerle olan ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır. Kamu hizmetlerinin yürütülmesi ve kamu gücünün kullanılmasını içeren bu alanda, idarenin yetkileri ve sınırları belirlenir.
-
İdarenin takdir yetkisi nedir?İdarenin takdir yetkisi, idarenin belirli bir konuda kanuna uygun olmak şartıyla çeşitli kararlar alabilme yetkisini ifade eder. Bu yetki, idarenin hukuka uygun hareket etmesi koşuluyla, kamu yararına en uygun kararı seçme hakkı sağlar.
-
İdari işlem nedir ve nasıl iptal edilir?İdari işlem, idarenin bireyler veya kurumlar üzerinde hukuki sonuç doğuran tek taraflı işlemleridir. Bir idari işlemin iptali, bireylerin veya kurumların, işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek idari yargıya başvurmasıyla mümkündür. İptal davası açmak için işlemden zarar gören kişinin menfaatinin olması gerekir.
-
İdari kararların yargısal denetimi nasıl yapılır?İdari kararlar, hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesi amacıyla idari yargıya taşınabilir. İdari mahkemeler, bu kararları inceleyerek, hukuka aykırı buldukları işlemleri iptal edebilir. İdarenin hukuka uygun hareket etmesi, idari yargı denetiminin temel amacıdır.
-
İdari dava nedir?İdari dava, idari işlemler veya eylemlerle ilgili olarak idari yargıya başvurulmasıdır. İdari davalar genellikle iptal davaları veya tam yargı davaları şeklinde açılır. İptal davaları, idari işlemlerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılırken, tam yargı davaları ise idarenin eylemleri nedeniyle uğranılan zararların tazmini için açılır.
-
İdari davalarda iptal davası nedir ve hangi durumlarda açılabilir?İptal davası, idari işlemlerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, ilgili işlemin iptali talebiyle açılan davadır. İdari yargı mercilerinde (Bölge İdare Mahkemesi, Danıştay) açılabilir. Vatandaşlar, kamu kurumlarının hukuka aykırı bir işlem yapması durumunda (örneğin, haksız atama, disiplin cezası, kamu ihaleleriyle ilgili sorunlar) iptal davası açabilirler. İptal davalarında, işlemin iptali durumunda işlem hiç yapılmamış gibi sonuç doğar ve hukuka uygun bir işlem yapılması beklenir.
-
İdari davalarda zamanaşımı süresi nedir?İdari davalarda zamanaşımı süresi, genellikle idari işlemin tebliğinden itibaren 60 gündür. Ancak bazı idari davalarda bu süre farklılık gösterebilir. Zamanaşımı süresi dolduktan sonra dava açma hakkı ortadan kalkar.
-
İdare hukukunda kamu hizmeti nedir?Kamu hizmeti, kamu yararına yönelik olarak devlet veya yetkilendirilmiş kişiler tarafından yürütülen sürekli ve düzenli faaliyetlerdir. Eğitim, sağlık, güvenlik ve ulaşım gibi hizmetler kamu hizmetine örnektir.
-
İdarenin kusursuz sorumluluğu nedir?İdarenin kusursuz sorumluluğu, idarenin hukuka uygun işlemlerinde dahi doğan zararlardan sorumlu tutulabilmesi anlamına gelir. Örneğin, bir kamu hizmeti sırasında ortaya çıkan zararlar, idarenin kusuru olmasa da tazmin edilebilir.
-
İdari para cezası nedir?İdari para cezası, idarenin kanuna aykırı bir davranışta bulunan birey veya kuruluşlara uyguladığı cezadır. Trafik cezaları, çevre kirliliği cezaları gibi birçok alanda idari para cezaları uygulanabilir. Bu cezalara karşı yargı yoluna başvurulabilir.
-
Kamulaştırma nedir ve nasıl yapılır?Kamulaştırma, kamu yararı gerektiren durumlarda devletin özel mülkiyetteki taşınmaz malları zorla satın alması işlemidir. Kamulaştırma, kanunla belirlenen usullere göre yapılır ve mülk sahibine bedel ödenmesi şarttır.
-
Türkiye'nin savunma sanayii ihracatında hangi hukuki düzenlemeler geçerlidir?Savunma sanayii ihracatları, 5201 sayılı kanun ile düzenlenir ve Milli Savunma Bakanlığı'ndan alınacak izinle gerçekleştirilir. Bu tür ihracatlar, uluslararası ambargolar ve yaptırımlar göz önünde bulundurularak gerçekleştirilir. İhracat izinleri stratejik öneme sahip olup, devlet denetimine tabidir.
-
Savunma sanayi ürünlerinin yerli üretiminde hangi hukuki yükümlülükler vardır?Türkiye’de savunma sanayii ürünlerinin yerli üretimi, aynı şekilde 5201 sayılı kanuna tabidir ve üretim izni alınması gereklidir. Ayrıca, üretim yapan şirketlerin faaliyetleri Milli Savunma Bakanlığı tarafından denetlenir. Yerli üreticiler, bu faaliyetlerinde milli güvenlik gerekliliklerine ve stratejik önceliklere uygun hareket etmekle yükümlüdür.
-
Savunma sanayiinde kullanılan teknoloji ve patentler konusunda hukuki koruma nasıl sağlanır?Savunma sanayiinde geliştirilen teknolojiler ve patentler, Fikri Mülkiyet Kanunu kapsamında korunur. Savunma sanayii stratejik bir alan olduğundan, bu tür teknolojilerin ihraç edilmesi veya yabancı firmalarla paylaşılması genellikle özel izinlere ve denetimlere tabidir. Ayrıca, bu teknolojilerin izinsiz kullanımı ya da ihlali durumunda ciddi hukuki yaptırımlar uygulanabilir.
-
Savunma sanayii projelerinde uluslararası işbirliği hukuken nasıl düzenlenir?Türkiye’nin savunma sanayii projelerinde uluslararası işbirlikleri, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve ilgili bakanlıkların onayına tabidir. Bu işbirlikleri, uluslararası anlaşmalar, NATO standartları ve güvenlik protokollerine uygun olarak yapılır. Ayrıca, yabancı firmalarla yapılan sözleşmelerde yerli katkı payı ve teknoloji transferi gibi unsurlar göz önünde bulundurulur.
-
Vergi ziyaı cezası nedir ve nasıl itiraz edebilirim?Vergi ziyaı, mükellefin vergiyi eksik ödemesi ya da zamanında ödememesi durumunda ortaya çıkar ve bu durumda vergi ziyaı cezası uygulanır. Cezanın miktarı, kayba uğratılan verginin %100’ü oranında olup, ihlal daha ağırsa %150’ye kadar çıkabilir. Mükellef, vergi ziyaı cezasına itiraz etmek isterse, Vergi Mahkemesi’ne dava açabilir. Öncelikle, vergi dairesine uzlaşma veya şikayet yoluyla başvurarak çözüm arayabilir. Sonuç alınamazsa, dava açma süresi genellikle tebliğden itibaren 30 gündür.
-
Vergi hukuku nedir?Vergi hukuku, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin kamu giderlerini karşılamak amacıyla bireylerden zorunlu olarak aldığı vergilerin düzenlenmesini konu alan hukuk dalıdır. Bu alanda, verginin tarhı, tahakkuku ve tahsili gibi süreçler düzenlenir.
-
Vergi mükellefi kimdir?Vergi mükellefi, vergi kanunlarına göre vergi ödeme yükümlülüğü altına giren kişidir. Mükellefler, gelir elde eden gerçek kişiler veya tüzel kişiler olabilir.
-
Vergi türleri nelerdir?Vergiler, genel olarak gelir vergisi, katma değer vergisi (KDV), kurumlar vergisi, emlak vergisi ve motorlu taşıtlar vergisi gibi türlere ayrılır. Bu vergiler, mükellefin gelirine, tüketimine veya malvarlığına göre farklılık gösterir.
-
Vergi davaları nedir ve nasıl açılır?Vergi davaları, vergi yükümlülüklerine itiraz eden mükelleflerin, vergi dairesinin işlemlerine karşı yargıya başvurmaları ile açılır. Bu davalar, vergi mahkemelerinde görülür ve genellikle vergi tarhı, tahakkuku veya cezalara itiraz ile ilgilidir.
-
Vergi cezası nedir ve nasıl itiraz edilir?Vergi cezası, vergi kanunlarına aykırı davranan mükellefler için uygulanan yaptırımdır. Bu cezalar, vergi beyannamesinin geç verilmesi, eksik beyan yapılması veya hiç beyan edilmemesi gibi durumlarda kesilebilir. Mükellefler, vergi cezasına karşı vergi mahkemelerine dava açabilirler.
-
Matrah nedir?Matrah, verginin hesaplanacağı değer veya tutardır. Örneğin, gelir vergisinde matrah, mükellefin beyan ettiği gelir miktarıdır. Vergi oranı bu matrah üzerinden uygulanarak vergi hesaplanır.
-
Vergi incelemesi nedir ve nasıl yapılır?Vergi incelemesi, vergi dairelerinin mükelleflerin beyan ettikleri vergi bilgilerini doğrulamak amacıyla yaptığı denetimdir. Vergi incelemeleri, mükellefin mali kayıtları ve belgeleri üzerinde yapılır ve inceleme sonucunda eksik veya hatalı bir beyan tespit edilirse cezai işlem uygulanabilir.
-
Vergi affı nedir?Vergi affı, devletin belli dönemlerde vergi borçları üzerinde indirim yapması veya vergi cezalarını affetmesi anlamına gelir. Vergi affı, mükelleflerin birikmiş borçlarını ödeyebilmeleri için yapılan bir düzenlemedir.
-
Vergi tarhı nedir?Vergi tarhı, verginin matrahı üzerinden mükellefe düşen vergi miktarının hesaplanması işlemidir. Vergi dairesi, mükellefin beyanı veya yapılan incelemeler sonucunda bu miktarı belirler.
-
KDV nedir ve nasıl hesaplanır?Katma Değer Vergisi (KDV), mal ve hizmetlerin her aşamasında, üreticiden nihai tüketiciye kadar katma değer üzerinden alınan bir vergi türüdür. KDV, mal veya hizmetin fiyatı üzerinden belirlenen oranda hesaplanır ve satış fiyatına eklenir.
-
Avukat Selcen Bayün hangi alanlarda uzmanlaşmıştır?Avukat Selcen Bayün, ceza hukuku, sözleşmeler hukuku, rekabet hukuku, idare hukuku ve tahkim hizmetleri gibi alanlarda uzmanlaşmıştır. Müvekkillerinin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş hukuki çözümler sunmaktadır.
bottom of page